SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

NİKAH BAHSİ

<< 1421 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

66 - (1421) حدثنا سعيد بن منصور وقتيبة بن سعيد. قالا: حدثنا مالك. ح وحدثنا يحيى بن يحيى (واللفظ له) قال: قلت لمالك  حدثك عبدالله بن الفضل عن نافع بن جبير، عن ابن عباس ؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: "الأيم أحق بنفسها من وليها. والبكر تستأذن في نفسها. وإذنها صماتها ؟" قال: نعم.

 

{66}

Bize Saîd b. Mensur ile Kutaybe'tübnü Saîd rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Mâlik rivayet etti. H.

Bize Yahya b. Yahya dahî rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Mâlik'e: Sana Abdullah b. Fadl, Nafi' b. Cübeyr'den, o da ibni Abbâs'dan naklen, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Selkm)'in :

 

«Dul kadın kendisi için velisinden daha ziyade hak sahibidir. Kızdan ise nefsi hakkında izin istenir; onun izni de susmasıdır.» buyurduğunu rivayet etti mi? diye sordum. Mâlik, evet, cevâbını verdi.

 

 

67 - (1421) وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا سفيان عن زياد بن سعد، عن عبدالله بن الفضل. سمع نافع بن جبير يخبر عن ابن عباس  أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: "الثيب أحق بنفسها من وليها. والبكر تستأمر. وإذنها سكوتها".

 

{67}

Bize Kutaybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Ziyâd b. Sad'dan, o da Abdullah b. Fadl'dan naklen rivayet etti. Abdullah Nafi' b. Cübeyr'i, ibni Abbâs'dan naklen haber verirken dinlemiş ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Dul kadın kendisi içîn velisinden daha ziyade hak sahibidir. Kızdan ise emir istenir; onun izni susmasıdır.»

 

 

68 - (1421) وحدثنا ابن أبي عمر. حدثنا سفيان، بهذا الإسناد. وقال

 "الثيب أحق بنفسها من وليها. والبكر يستأذنها أبوها في نفسها. وإذنها صماتها" وربما قال "وصمتها إقرارها".

 

{68}

Bize ibni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân bu isnâdla rivayette bulundu ve :

 

«Dul kadın kendisi için velisinden daha ziyade hak sahibidir. Kızdan nefsi hakkında babası izin ister. Onun iznide susmasıdır.» Dedi. Galiba: «Susması ikrardır.» da dedi.

 

 

İzah:

Dul kadının nefsi için velisinden daha haklı olması imam A'zam'la Dâvud-ı Zâhiri'ye göre her hususa şâmildir. Akid'ler ve sâir hukuk buna dahildir. Fakat bu ibarenin rızaya mahsus olması da muhtemeldir. Bu takdirde cümlenin mânâsı: «Nikâh'a rıza göstermek hususunda dul kadın velisinden daha ziyâde hak sahibidir. iznini söylemek suretiyle ifade eder.» demek olur.

 

«Kızdan nikâh hususunda emir alınır» cümlesinin mânâsı hakkında ulema ihtilâf etmişlerdir. ibni Ebî Leylâ, imam Şafiî, imam Ahmed, ishâk ve başkalarına göre kızdan izin istemek lâzımdır. Yalnız veli babası veya dedesi ise izin istemek mendup, bunlardan başka biri ise vâcibdir. Baba ile dede kızdan izin almadan nikâhını kıyabilirler. Çünkü onlar bu hususta kemali şefkat sahibidir. Sâir velilerin izin almadan nikâh kıymaları sahîh değildir.

 

Evzâî, imam Âzam ve diğer Küfe ulemâsına göre âkil baliğ olan har kızdan nikâh için izin istemek vâcibdir.

 

Mâlikîler'den bazıları : «Nikâh teklifi karşısında susmanın izin sayılacağını kıza önceden bildirmek şarttır» demişlerdir. Fakat ekseriyetle Mâliki ulemâsı bunun müstehab olduğuna ittifak etmişlerdir. Nikâhda velinin şart olup olmama meselesi dahi ihtilaflıdır. imam Mâlik ile Şafiî bunun şart olduğuna kaaildirler. Onlara göre velisiz nikâh sahih değildir.

 

Hanefîler 'den imam Âzam ile imam Ebu Yusuf 'a göre âkîl baliğ ve hür olan bir kadının nikâhı için veli şart değildir. Kadının rızası kâfidir. Bu babda kadının dul veya bakire olması hükmen müsavidir. Mamafih imam Ebu Yusuf 'dan bir rivayete göre veli şarttır. imam Muhammad velisiz kıyılan nikâhın velinin rızasına mevkufen caiz olduğuna kaaildir.

 

Ebu Sevr'e göre kadın velisinin izni ile kendini nikâh edebilir. Fakat velinin izni yoksa nikâh caiz değildir.

 

Dâvud-u Zahirî: «Bakirenin nikâhında veli şart. dul kadının nikâhında şart değildir.» demiştir. Fakat ulemâ Dâvud'un bu sözde tenakuza düştüğünü söylerler. Çünkü onun sözü ihtilaflı bir meselede yeni bir kavil sayılır. Halbuki Dâvud'un mezhebine göre ihtilaflı meselede ortaya yeni bir kavil çıkarmak caiz değildir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bakire hakkında: «Onun izni susmasıdır» buyurması Nevevi'ye göre her bakire ile her veliye amin ve şâmildir. Bakirenin mutlak surette susması kâfidir. Nevevî «Sahîh olan budur» diyor.

 

Hanefîler'le Şâfiîler'den bazılarına göre bakireden izin isteyen veya baba veya dede olursa sükut kâfi, başkaları izin isterse rızasını behâmehal sözle ifade etmesi gerekir. Çünkü kız babası ile dedesinden daha ziyade utanır.

 

Dul kadının sözle izin vermesi icab eder. Bu babta ulemâ müttefiktir.